3 Haziran 2009 Çarşamba

Yaşayanın ağzından...

...

Savaş yok! Katliam var!
Karşımdaki adam evi basılanlardan biri:
Adı Sead Jakupovic...
Heybetli, kendine güvenli, sert tabiatlı bir Bosnalı... Kimya mühendisi...
Savaşı ve acılarını anlatırken soğukkanlı olmaya çalışıyor, yine de bazı bölümlerde zorlanıyor.
"Savaş yoktu burada" diyor, "sadece katliam, yıkım ve tecavüz. Çok feci bir dönemdi. Açıklamak bile zor."
Savaştan önce Prijedor'da 800 kişinin çalıştığı bir kağıt fabrikasında müdürmüş.
Bir gecede her şey değişmiş. Hem de öyle dışardan gelenler filan değil, kendi kasabalıları yapmış zulmü...
Şehir ele geçirildikten sonra fabrikasında yanında çalışan bir işçi, Jakupovic'i yolda çevirip kimlik sormuş.
"Deli misin? Beni tanımıyor musun?" demiş şaşkınlıkla Jakupovic...
"Ver kimliğini" diye çıkışmış işçi... Yıllar yılı yan yana yaşadıkları komşularının, birlikte çalıştıkları arkadaşlarının bir gecede kanlı düşmana dönüştüğünü görmüşler.


Ölüm kampında
24 Mayıs'ta Sırbistan'dan gelen tanklarla çevrilmiş Prijedor... Müslüman köyleri, evleri top ateşiyle yıkılmış.
O gece evler basılmış, kadın ve çocuklar ayrılmış, erkekler alınıp götürülmüş.
Jakupovic o gece evi basılan binlerce Müslümandan biri...
Olacakları hissedip eşi ve üç çocuğunu önceden Belgrad'daki kız kardeşinin yanına kaçırdığından yalnızmış.
Onu önce bir karakola götürmüşler. Kemerini, ayakkabı bağlarını almışlar. Sonra 3x3 metrelik bir hücreye kapatmışlar. Beş kişi daha gelmiş. Hepsini bir polis aracına yükleyip Omarska'ya götürmüşler.
Bu ismi ve orada yaşadıklarını anlatamıyor Jakupovic; zorlanıyor.
"Açıklaması zor" diyor, "toplama kampını yöneten askerlerin çoğu, benim fabrikamdaki işçilerimdi."
Kampa haziranda girmiş, aralıkta çıkmış.
Yedi ayda 27 kilo vermiş. Açlık sınırında yaşatılıyorlarmış. İtfaiye suyundan içtikleri için dizanteri olmuş. Yarı ölü halde çıkmış kamptan...
"İçerde 3 bin kişi vardı. 1000'i oradan sağ çıkamadı" diyor.


Omarska'nın kadınları
Sırplar kasabayı tanklarla bastıktan bir gün sonra, 25 Mayıs'ta, Omarska maden ocağını toplama kampına dönüştürdüler.
Silahlı milislere katıldığını öne sürdükleri Müslüman Bosnalılar ile Hırvatları orada sorguya çektiler.
Savaştan sonra eski Yugoslavya'daki uluslararası suçları soruşturmak üzere kurulan komisyon, Omarska'da yapılanları bütün çıplaklığıyla ortaya koydu: Katliam, işkence, dayak, ırza geçme, cinsel taciz... Jakupovic doğruluyor:
"Kadınları ilk tuttukları jimnastik salonundan trenlerle kampa getirdiler. Benim bulunduğum bölümde 30 Müslüman kadın vardı; her gece tecavüze uğruyorlardı. Beşi orada öldü. Öbürleri cinnet geçirdi."
Bosnalı kadınların da kampta olduğu duyulunca Sırplar hepsini bir gece kapının önüne koymuş. Ve 30 kadın, kasabaya 20 kilometrelik yolu yürümek zorunda bırakılmış.
Prijedor'a vardıklarında ise evlerinin işgale uğradığını görmüşler.


... Yayın Tarihi : 02.07.2006



www.candundar.com adresinden ; Can Dündar'ın yazısından alıntılanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Uyarı: Yorum yazmak için üyeliğe gerek yok.
Aşağıdaki bölümden kimliğini belirtmen yeterli.
Yorumun onaylandıktan sonra yayınlanacak.