7 Mart 2009 Cumartesi

Basında Bosna



(Türkiye Gazetesi, 29 Haziran 1992)
"Halk top ateşi altında yakınlarının cesetlerini kaldırmaya cesaret edemediğinden cesetlerin artık kokmaya başladığını kaydeden Saraybosna Sağlık Merkezi yetkilileri, şehirde salgın hastalık tehlikesinin de baş gösterdiğini ifade ediyorlar." 





(Cumhuriyet, 9 Ağustos 1992)

"Kamptaki işkencecilerin önde gelenlerinden biri, 18 yaşındaki Monika Simonovitch adındaki Sırp kızı idi. Monika, sorguya çektiği tutsakların bazen kırık şişe ile gözlerini oyar, kulak ya da burunlarını keserdi."





(Sabah, 6 Ağustos 1992)


"Müslüman esir, 'Sırpların 30 erkek esiri bir alanda toplayarak boğazlarını kestiklerini, gözlerini oyduklarını, burun ve kulaklarını kopardıklarını kendi gözlerimle gördüm. Aklımı kaçırıyordum' diye konuştu."




(Zaman, 14 Ağustos 1992) 


Boğazlayarak Öldürme
 "Gardiyanların tutukluların boğazlarını keserken 'çılgın kasaplar gibi' olduklarını belirten Alia Lujinoviç, şöyle dedi: 'Genç adamları boğazlarını kesebilmek için yere yatırıyorlardı. Kaçmaya çalışanı da vuruyorlardı. Sırp gardiyanlar dizlerini yere yatırdıkları tutuklunun beline dayayıp, saçlarından kafalarını yukarıya çekiyorlar, daha sonra da boğazlarını kesiyorlardı."




(Hürriyet, 7 Ağustos 1992)
"Banya Luka yakınlarındaki Mayanka'da çocuklara işkence ettiler. Bir keresinde yedi çocuğu caddeye yatırıp üzerlerinden tank geçirdiler." 




(Zaman, 14 Ağustos 1992)

"Lujinoviç, cesetlerin beyinlerinin köpeklere yedirildiğini, doktorların da öldürülenlerin organlarını özel soğutma sistemine sahip bir kamyona koyduklarını anlattı."



(Hürriyet, 7 Ağustos 1992)



HAMİLE KADINLARIN KARINLARININ YARILMASI
"Hadzici Spor Merkezi'nde kadınlara ve kız çocuklarına tecavüz ettiler. 13 yaşındaki bir kız çocuğuna 25 askerin tecavüz ettiği öğrenildi. Ayrıca hamile bir kadının karnı yarılarak, çocuğu alındı."





(Sabah, 6 Ağustos 1992)
"Kendisini 'Meho' olarak tanıtan bir Müslüman esir, Sırpların kamplarda toplu katliam yaptıklarını, cesetlerin ya çırılçıplak nehre atıldığını ya da esirlerin çektiği el arabalarıyla hayvan yemi fabrikalarına gönderildiğini belirtti. Sırpların bu vahşeti zevkle izlediğini belirten Meho, her fırsatta kendilerine balıklara ve hayvanlara yem olacaklarının söylendiğini bildirdi."




"Foça şehrinde bir tek cami kalmadı. Mostar'da da bütün ibadethaneler tahrip edildi."
(Flash TV, 1 Kasım 1992, saat 23:25)




"Sırp topçularının en çok hedef aldıkları yerler camiler."
(L'Evénement du Jeudi, 23 Ekim 1992)




Bosna soykırımı tüm dünyanın gözleri önünde, Avrupa'nın orta yerinde gerçekleştirildi. Radikal Sırp çeteleri, geçtikleri yerlerde arkalarında neredeyse tek bir canlı bile bırakmıyorlardı. Sırp saldırganlar, ele geçirdikleri kasaba ve köylerde önce halka çeşitli işkenceler uyguluyor, kadınlara ve genç kızlara tecavüz ediyor sonra da toplu olarak halkı kurşuna diziyorlardı.




"Bosna-Hersek'te Sırplar 3 yaşındaki bir çocuğu babasının gözleri önünde ağaca çiviyle çakıp, testereyle parçaladılar. Daha sonra çocuğun parçalarını ateşte kızartarak silah zoruyla babasına yedirdiler" (Kaynak belirsiz)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Uyarı: Yorum yazmak için üyeliğe gerek yok.
Aşağıdaki bölümden kimliğini belirtmen yeterli.
Yorumun onaylandıktan sonra yayınlanacak.